Sigorta sözleşmelerinde sigorta ettiren ile sigortacının karşılıklı asli borçları, prim ödeme ve sigorta himayesini sağlama borcundan oluşur. Bu edimler, sözleşmenin temelini oluşturur. Bunun yanında sigorta hukuku, tekniği gereği taraflara asli borç niteliği taşımayan bazı külfetler de yükler. Uygulamada bu külfetler; mükellefiyet, ödev veya yükümlülük gibi farklı kavramlarla anılmakta olup esasen aynı hukuki niteliği ifade eder.
Söz konusu külfetler, asli edim borcu niteliği taşımadıkları için talep, dava veya takibe konu olmazlar. Aksine, kendisine kanunen yüklenen külfeti kendi kusuruyla yerine getirmeyen taraf, sözleşmeden beklediği karşı edimi ya hiç elde edemez ya da belirli oranlarda eksik elde eder. Bu yönüyle külfetlerin yerine getirilmemesinin yaptırımı, hakkın tamamen ya da kısmen kaybı şeklinde ortaya çıkar.